Enke'nin Ardından


"Türkiye'de futbolcuları canlı izlemeye derbiler hariç maksimum 15-20 bin kişi giderken, girdiği bunalım sonrası intihar eden Enke'nin cenazesi için 40 bin Alman stattaydı. Başka söze gerek yok herhalde, anlayana. Sadece futbola değil, hayata bakışımız bile çok farklı. Hem de çok...
"

Bülent Tuncay / Fotomaç
Read More

Platini'nin Büyük Takımı, Henry'nin Eli ve Avrupa'nın Zencileri


İrlandalılar için Avrupa'nın zencileridir derler. Fransızlar içinse küstah, kibirli vb. ithamlar vardır. Az önce biten Fransave İrlanda arasında oynanan Dünya Kupası Baraj maçından sonra İrlandalıların hakikaten de Avrupa'nın zencileri olduğu, tarihleri boyunca pek çok kez mağdur oldukları makus talihlerinin devam ettiği üzerine konuşulabilir. Fransızları ise Henry'nin eli üzerinden değerlendirmek mümkün müdür? Aslında pek değildir. Lakin muhtemelen maçı izleyenler ve de daha sonra özetleri izleyecek kişiler Henry vasıtasıyla Fransızlara sağlam sallayacaklardır. Hep beraber bu kervana katılmak elzemdir sanki.

Öncelikle İrlanda'yı seven bir insan olarak elenmelerine hayli üzüldüğümü belirteyim. Öte yandan Henry'i seven bir insan olarak da ilginç bir duruma düştüğümü de ekleyeyim. Daha önce Maradona'dan bahsederken yazmıştım, insan bazen sevdiği insanların hatalarını, ayıplarını görmezden gelemeye çalışır diye. Henry'e şu an çok büyük bir öfke duyduğumu söyleyemem. Zira günümüzde futbol tamamen "zafere giden her yol mübahtır" felsefesine göre oynanıyor artık. Ne var ki, diğer tarafta İrlanda güme gidince insan üzülüyor elbette.

Neyse olan oldu. Platini'nin Fransa'sı öyle ya da böyle Dünya Kupası biletini eline aldı. Ve sanırım daha kupa başlamadan en çok antipati toplayan takımlar listesine kafadan giriş yapmış oldular.

Yazıyı üç espirili yorumla bitirmek gerekirse;

  • Aslında Henry iyidi de Barca'ya gidince bozuldu. Fırsattan istifade Barca'ya da sallayayım.
  • Hem zaten bu Fransızlar zaten kaba etlerini yıkamıyordu değil mi? Her şey beklenir lan bunlardan.
  • Ve son yorum da Platini'den gelsin, "Büyük takımlar hileyle, hurdabazlıkla Dünya Kupası vizesi almakla övünür, küçük takımlar ise dürüstçe oynarak kaybetmenin samimiyetiyle övünür".


Read More

Doğan Görünümlü Şahin

Hadiseden hala haberi olmayan varsa, onları önce şurayı okumaya davet edelim. Sonra da yazalım üç beş satır.

Olayda düzenbazlık vardır. Bu basketbolun da resmen içine ettiğimizin göstergesidir. Basket maçlarında çıkan olayların ardından topu holigan ruhlu futbol taraftarına atan yöneticilerin ve teknik heyetteki isimlerin de ne olduklarını böylece ikinci kez görmüş olduk (birincisi Efes Pilsen'in yönetim destekli doping hadisesi..pardon orada Kerem Gönlüm'ün hiçbir suçu yoktu değil mi? İçtiği çaydan olmuştu). Ayrıca burada komik bir durum da var. Önceki sayfalarda da yazılmış. Hazırlık maçı olayının mantığını çözen beri gelsin. Düşünüyorum düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum.

Galatasaray Spor Kulübü'nün sorumlu kişilerin ilişiğini kesmesi olması gereken bir davranıştır. Aksi olsaydı üzerine saatlerce konuşmamız lazımdı. Normal bir olay yani.

Öte yandan aynı şey Fenerbahçe'de yaşanmış olsaydı, bütün maçları kaybederek küme düşmekten daha fazla koyardı. Zira savunulacak hiçbir yanı olmayan bir durum. Federasyonun gereğini yapacağı konusunda şüphelerim var. Bunun Galatasaray'la da alakası yok. Ligin güçlü ekiplerine diklenemezler. Bu ülkede işler böyle yürüyor.

Nokta

latife: Galatasaray Spor Kulübüne bir öneri; Caster Semenya'yı da transfer edip hem erkekler hem de bayanlar atletizm takımlarında oynatsa ya...

Read More

Adnan Polat Cinsiyetçi Midir?


Adnan Polat: "Bir kadının tahriki güzelim maçı çığırından çıkardı".

Günün sorusu: Adnan Polat cinsiyetçi midir? Bu hareketi yapan bir erkek taraftar olsaydı, "Bir erkeğin tahriki maçı çığrından çıkardı" mı diyecekti? Soruyu Uçan Hollandalı'nın "Biri Bana Anlatsın vol.3" yazısından esinlenerek soruyoruz.

Anket yapmışız canlar ekolünden gidelim. Adnan Polat cinsiyetçi midir diye soralım.
For English press nine. Is Adnan Polat sexist or not?


not: bir blog yazarı ya da mahallenin manavı hayri abi böyle bir yorum yapsa, o cinsiyetçi midir değil midir diye bir tartışma konusu açmayız tabii. kurumları yöneten, kitleleri etkileyen, ve de gündemde olan isimlerin beyanlarını daha çok dikkate alıyoruz.

Read More

Futbolcular Sefilleri Oynuyor

Fenerbahçelilere kasap manav "haram" oldu. Kaptan Onur meyve fiyatlarını görüne şaşıp kaldı. Fırında ekmeğin fiyatının 60 lira olduğunu duyunca derin bir "oh" çekti.

Et yemeklerine paydos ettiklerini söyeleyn futbolculardan Tuğrul şöyle konuştu: "Haftada ancak 250 gram kıyma götürüyorum"

***

Haber ünlü bir isme ait. Hürriyet'ten tanıdığımız İlhan Söyler. Geçenlerde sanırım Yemen Ekşioğlu demişti, "Bazı üst düzey takımları saymazsak, Türkiye'de futbolcuların para kazanmaları çok zor. Yani eskiden futbolcuya kız verilmezdi, bugün de verilmez". Aşağı yukarı böyle bir şey söyledi işte. Ne derece doğru bir yorumdur, orası tartışılır.

Yukarıda Fenerbahçelilere kasap manav "haram" oldu denmiş. Ülke futbolunun gelişimi, ücretlere de iyi yansıdı tabii. Nereden nereye dedirtiyor insana bu fotoğraf.

not: Erkan K.rendeci arşivinden...
Read More

Luganooooo



Spiker feci gaza gelmiş...
Read More

Samimiyet Sorunsalı

Maçtan önce biri deseydi ki, bu maçta olay çıkacak, tribünden sahaya girenler olacak, basketbolculara saldıranlar olacak, ortalık karışacak vs. Aranızda bu tahmine şaşıran çıkar mıydı? Çok az kişi inanmazdı herhalde. Onlar da hala saf bir şekilde ezeli rekabet ebedi dostluk anlayışı taşıyor olanlardır.

Ezeli rezalet yazmış gazetenin biri. Evet. Durum aynen öyle. Hangi takım ev sahibi olursa olsun, rezil görüntüler yaşanıyor. Önce bu gerçeği kabul edelim diyeceğim ama aklı selim yorum yapabilen bazı Galatasaraylılar dışında çoğunluk hayli ilginç savunmalar yapıyor dün geceden beri. Üstelik benzerini yıllardır Fenerbahçelilerin yaptığını iddia ediyordu bu kişiler. Garip öyle değil mi? Demek ki neymiş? Herkes rengince yorum yapıyormuş. Bunu Lugano-Keita benzetmesinde yazmıştık zaten. Hatırlayanlar çıkacaktır.

Tekrardan istisnalar hariç diyerek şunu anlatmak isterim; bizim en büyük sorunumuz samimiyetsizlik. İki kere iki dört ise tribün olaylarının sorunu da samimiyetsizlik. Hem tribündekiler, hem yöneticiler ve tabii ki medya. Bu konularda kimse samimi değil. Bunu dün gece bir kez daha gördük. Adnan Polat, Haldun Üstünel vb. Galatasaray yöneticilerinin son futbol derbisiyle ilgili onca yorum ve sözünün ardından dün gece yaşananlara bakınca ve kıllarını kıpırdatmadıklarını görünce (hepimiz çıkan her pislik olayda yöneticilerin destur verdiğini biliyoruz di mi? kandırmaya gerek yok birbirimizi), Galatasaray yöneticilerinin samimi olmadıkları ortaya çıktı. Fenerbahçe cephesindeyse seyirci çıkarılmadan sahaya çıkmayacağız mesajı verildikten sonra, bu sözler yutuldu. Belki de bir dönüm noktası olabilirdi ama dik duramadı Fenerbahçe yönetimi. İddiaya göre hükmen yenik sayılırsınız telkini nedeniyle, tekrardan sahaya çıkılmış. Doğru mudur? Kim bilir? Burada da Fenerbahçe yöneticilerinin samimi olmadıkları ortaya çıktı. Medyanın samimiyetsizliğinden sabah akşam dem vuruyoruz zaten, gelelim tribünlere...

Şimdi Fenerbahçe'nin ev sahipliği yaptığı bir maçta sahaya girenler olduğunda ya da sahaya cisim atıldığında "ezikler, pislikler, çirkefler" diye yorum yapan kişilerin, benzer şekilde daha maç başlamadan sahaya bozuk paralar attığını, VIP'te babasıyla oturan bir çocuğun formasından kıllanarak kendinden geçmesini (o babanın aklını şaşayım tabii, orası ayrı konu ama mevzu ıskalanmasın), ve hareket çekildi diye (malum bayan şahsın orta parmağı) tahrik olduk sözlerini görünce insan neresiyle güleceğini şaşırıyor.

Fenerbahçe taraftarı Efesli oyuncudan tahrik olunca, sahaya girince ezik, pislik vs. Fenerbahçe taraftarı son derbide Arda, Keita, H.Balta'nın hareketleriyle tahrik olunca ezik, pislik, vandal vs.

Galatasaraylı taraftar saha kenarındaki bir hatuna kızıp, sahaya giriyor, ve nedense gidip bir basketbolcuya vuruyor, ama siz bunu tahrik vardı ondan öyle oldu diye geçiştiriyorsunuz.

Arkadaş önce samimi olalım. Tahrik varsa, Efeslilerin yaptıklarında da tahrik vardı diyelim. Derbide Keita'nın, Arda'nın, H.Balta'nın hareketlerinde de tahrik vardı diyelim o zaman. Derdimiz tahrikse evvela bunları kabullenelim. Biraz samimi olalım. Denebilir ki, kimse tahrik olmasaydı. Bu da bir yorumdur ve daha makul olan bir yorumdur, fakat önce şu tahrik olma meselesinde samimi olmamız lazım. Daha sonra tahrik olmamak gerektiği üzerine konuşuruz. Önce samimi olalım ki, şu problemi çözmeye niyetimiz olduğu anlaşılsın.

Sen olaya hala, yok arkadaş ben olayları işime geldiğince yorumlarım. Biz Kadıköy'deki son maçın rövanşını aldık diye bakıyorsan olaya; emin ol ki, karşı taraf şimdiden rövanşı beklemeye başladı. Yöneticisinden tut, taraftarına kadar. Ciddi bir önlem alınmazsa, yaşanacak olayları tahmin etmek güç değil. O gün geldiğinde, ömrümüz de vefa ederse, buradan aynı şeyleri yazıyor olurum sanırım. Aksi olur da güzel bir oyun oldu. Fener şöyle oynadı, Cimbom şöyle oynadı diye yazarsak ne mutlu ama gidişata bakınca, öyle olmayacağını görmek zor değil. Kısır döngü devam edecektir..

Son olarak maç için iki cümle etmek gerekirse. Okul yıllarında basket takımında oynamış biri olarak ucundan kıyısından bir yorum yapayım, genel olarak kötü bir oyun vardı. Mücadele her derbide olduğu gibi iyiydi öte yandan. Maçın genelinde daha derli toplu olan taraf Galatasaray'dı. Yani galibiyetleri -basketbol dışı olayları unutursak- normaldir. Tanjvic'in acilen bu takımın başından gönderilmesi gereklidir. Normal şartlar altında Fenerbahçe'nin iyi konsantre olması ve güzel bir oyunla maçı alması gerekirken, her zamanki gibi olmadık işler yapan bir Tanjevic vardı. Ne denir ki? Tez elden kurtuluruz umarım.


Read More